5 Ekim 2019 Cumartesi

H.P. Lovecraft- Cthulhu'nun Çağrısı Kitap Yorumu


Merhabalar... Bu sıralar bloğu çok boş bıraktım farkındayım sadece kendiminkine değil, sizin bloglarınıza da hiç uğrayamadım :/ kendim çok yoğun olmasam da kafa olarak çok yoğun hissediyorum bu aralar neden böyle bilmiyorum, umarım en kısa zamanda düzelir bu durum ama arada görüyorum güzel mimler yapmışsınız :D Karanlık Şato olarak bizim de güzel bir etkinliğimiz var, hatta hemen bir sonraki yazıda onu paylaşacağım şimdiden hepinizi bekliyorum :)


Eylül ayı yazar ayıydı bildiğiniz gibi herkes Lovecraft'ın istediği bir eserini okuyacaktı ben de bu kitabını okudum, gelelim yoruma:

Lovecraft’ın çağrısına kulak verin! Korku sever biri olmama rağmen Karanlık Şato’ya üye olmadan evvel, adını bile duymadığım (korkuda çığır açmış) bir yazar H.P. Lovecraft ve okuduktan sonra da gerçekten kıymetinin bilinmemesine çok üzüldüm. Bu ay Karanlık kitaplık serisinden yazarın Cthulhu’nun  Çağrısı adlı kitabını okudum ben; içerisinde göz alıcı, gotik, grotesk yedi tane öykü var. Zaten kitap ilk elime geçtiğinde arkasında yazan şu yazı daha ilk anda kalbimi kazanmıştı: ‘Bu kitap bir dehşet davetiyesi, bir delilik güzellemesi. Bu Lovecraft’ın çağrısı...’
Çağrıya kulak verdim ve davete katıldım :) Yazarın dili akıcı ve kendine özgü bir tarzı var; baştaki kısa öykülerde korkulacak “şeyi” okuyucunun hayal gücüne bırakıyor. Bunu daha önce ‘Kafes’ adlı bir romanda görmüştüm ben, orada beni rahatsız etmişti bu durum yazarın açıklamasını istemiştim ama -İkinci kez yaşadığım için mi bilemiyorum- bu sefer hiç rahatsız etmedi tersine böyle olması daha da hoşuma gitti: ‘Bilinmeyenin korkusu...’ :) Sondaki öykü Cthulhu’nun Çağrısı ise tam bir hayal gücü zirvesi. Yazar bu kez dehşetin tasvirini okuyucusuna bırakmayıp apaçık gözler önüne seriyor ve sanki şöyle diyor: ‘Cehennemin dibinde keyifli vakitler geçirmenizi dilerim’...
Bu gerçekten şu ana kadar okuduğum en gotik eser ve okuduğumda neden gotiği sevdiğimi çok daha iyi anladım: Yine arka kapakta öykülerin harika bir tanımı yapılmış: ‘Dehşeti tarif etmek mümkün değildi. Tarif eden ya mezarlığa düştü ya da akıl hastanesine; ya müzisyen oldu ya da ressam; ya aynaya baktığında başkasını gördü ya da denizin dibinde buldu kendisini.’
Ve kitaptan bir alıntı:
“Tıpkı güzellik gibi dehşetin de yaşamdan resmedilmesi gerektiğine uzun süre önce kanaat getirdiğimden, dehşetin yaşadığını bildiğim yerlerde biraz araştırma yaptım”
Bunları okurken aklıma Penny Dreadful dizisinde geçen şu sözler gelmişti:
‘Kusuru olanların nezaket görebileceği bir yer var. Çirkinlerin güzelleşebileceği, garabetin dışlanmadığı, kutlandığı bir yer...’
Bu kitapta tam olarak böyle bir yer işte: Dehşetin ve delilerin dışlanmadığı, güzel karşılandığı bir yer... Ve sonra şöyle dedim; bu gerçekten bir dehşet davetiyesiydi!

“Sonun nasıl olacağını kim bilebilir? Yükselmiş olan batabilir ve batmış olan yükselebilir...”

“O korkunç gecede Zann’ın çaldıklarını tarife kalkışmam boşuna olur. Daha önce kulak misafiri olduğum her şeyden daha dehşet vericiydi çünkü şimdi adamın yüzündeki ifadeyi görebiliyor ve bu kez sırf korkudan çaldığını anlayabiliyordum. “

“Viyola gece rüzgarıyla birlikte çılgınca ulurken, o en yüksek çatı katı penceresinden baktığımda, aşağıda uzanan şehri ve hatırladığım sokakların dostane ışıklarını değil, sınırsız boşluğun karanlığını gördüm sadece; hareket ve müzikle canlanmış, yeryüzündeki hiçbir şeye benzemeyen, hayal edilemez boşluğu gördüm.”

“Ve ben orada durup dehşetle bakarken, o eski ve sivri tavanlı çatı katı odasındaki iki mumu da söndüren rüzgar beni vahşi ve zifiri karanlığın ortasında, karşımdaki kargaşa ve kıyametle ve arkamdaki, geceye uluyan viyolanın şeytani çılgınlığıyla baş başa bıraktı.”

6 yorum:

  1. çutuluuuuu ve lovecraft çok severiiiim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa çok sevindim :))

      Sil
    2. lovecraft bütün eserlerini okudum yaaa :) bi de şeyi okusan yaa, papini, kaçan ayna :)

      Sil
    3. Eklendi listeye Sağ ol deep :)) Lovecraft’ın ben ilk bu eserini okudum, diğerlerini de okumak istiyorum. Sen en çok hangi eserini beğendin peki ? :)

      Sil
  2. çok beğenmiştim bu kitabı türünün harika bir örneği..

    YanıtlaSil