Karantinada İzlenecek Filmler

Bu listeyi hazırlamak uzun süredir aklımdaydı ama ancak bugün yazabildim. Bu filmlerin çoğunu ben de karantinada izledim. Birkaç tanesi de eskiden izlediğim filmlerden. Umut veren filmleri seçmeye özen gösterdim. Ancak arşivime baktığımda pek de öyle iç açıcı film bulamadım. Madem en çok gerilim izlemişim, kıyamet konulu olanlardan seçeyim dedim :D (yani gerilim olanlar kıyamet konulu.) Hadi o zaman listeye geçelim :)

"Görülmemesi gereken korkunç bir şey... Ona atılan bir bakış kişiyi ölümcül bir deliliğe sürüklüyor. Ne olduğunu ve nereden geldiğini ise kimse bilmiyor." -Josh Malerman, Kafes 

Kafes adlı romandan uyarlama filmimiz. Ben önce kitabını okuyup sonra filmi izlemiştim ve filmi de en az kitap kadar beğenmiştim. Kitabı okumadan filmi izleyenlerin düşüncesi ne olur bilemiyorum ama yine de karantina günlerinde iyi gideceğini düşünüyorum. 

Adının açık mezar olduğuna bakmayın, elbette ki tek mekan filmi değil. Karantinada tek mekan önermem merak etmeyin :) Nedense bu listeyi hazırlamayı ve kıyamet  konulu gerilim filmlerini düşündüğümde aklıma ilk bu film geldi. Açık mezar benim çok sevdiğim gerilim filmlerinden... 

Birbirlerinin hayatını yaşayan iki genci anlatıyor. Anime severlerin kaçırmaması gereken bir film. Benim de uzun süre listemde bekledikten sonra karantina zamanına denk gelmeyi başardı ilginç bir şekilde. Ben çok sevdim filmi, hem komik hem hüzünlü. İzlerken hiç sıkılmadım ama aynı zamanda bu filmi dikkatli izlemek gerekiyor, açıkçası anlamakta biraz zorlandım başta. Bittikten sonra üzerinde düşündüren türlerden.

Küçük Cadı Kiki... Bu tatlı filmi İlkay'ın bir yazısında görmüştüm. İçinde geçen bir söz çok hoşuma gitmişti: “Kalbinin sesini dinle ve gülümsemeye devam et.” İzlemeliyim dedim ve iyi ki de izlemişim. Kiki sadece tatlı değil aynı zamanda çok eğlenceliydi. Hayao Miyazaki’nin daha önce ruhların kaçışı adlı filmini de çok sevmiştim. Sadece yürüyen şato’da sıkılıp filmi yarım bırakmıştım. Bu filmle Miyazaki filmlerine yeniden dönebilirim bence :) 

Bu filmi eski bir yazımda kısaca yorumlamıştım. Okumak için tık

Hıçkırık... Geçenlerde tv’de ailecek izledik. Herkes çok beğendi. Tourette adında nörolojik bir rahatsızlığı olan bir öğretmeni anlatıyor. Öğrenciler de insanı çileden çıkaracak türden olunca meraktan yerimizden bile kıpırdayamadık. Hem etkileyici, güzel mesajlar içeren hem de sürükleyici Hint filmlerinden. 

Rastlantının böylesi... Aslında orijinal adı olan ‘kayan kapılar’ filmle çok daha uyumlu ve anlamlı. 

Geçmişe yönelik sık düşünür müsünüz? O otobüsü kaçırmasaydım, oraya vaktinde gitseydim ne olurdu gibisinden. Eğer öyleyse bu filmi mutlaka izlemelisiniz. 

Kısa film (30 dakika): The library (2013-Tayland)

Bu filmi önce İlkay’da sonra Deep’te gördüm. Aslında birkaç yıl önce de yine İlkay’da görmüştüm ama filmi bulamadığım için öyle kalmıştı. Dün Deep’te görünce bir daha arayım dedim. Sonunda İngilizce altyazılı bulabildim youtube'da. -İngilizce altyazılı da anladım o da ayrı sevindirdi :D- Kütüphanede tanışan bir çifti anlatıyor. Daha fazla bir şey söylememeliyim bence ama ben çok beğendim. Umarım siz de beğenirsiniz...

Peki listede sizin izledikleriniz var mı? İzlemeyi düşündükleriniz? Yorumlarınızı bekliyorum ve şimdiden keyifli seyirler, görüşmek üzere :)