5 Mayıs 2020 Salı

Film Meydan Okuması #5

5) En sevdiğiniz drama filmi hangisi?


Herkese yeniden merhaba :) Bugün meydan okumanın 5.günündeyiz ve bugünün sorusuna yanıt olarak en sevdiğim dram filmi olan room (gizli dünya) filmini anlatacağım sizlere. Yalnız okurken kendinizi filmden bir karaktermiş gibi düşünmenizi istiyorum. 

Hayatınızda en erken kaçıncı yaşınızı hatırlıyorsunuz? Hayalinizde o yaşınıza gitmenizi istiyorum ve o anda gördüğünüz, duyduğunuz şeyler neler? Şimdi bunun cevabını kaydettiyseniz devam ediyorum. Ya gözünüzü hayata açtığınız o an gün ışığını bile zor alan küçücük bir oda olsaydı? Ya gördüğünüz ve duyduğunuz şeyler yalnızca o odanın içindekiler olsaydı? Gardırop, sandalyeler... ve bir televizyon. Size televizyondaki şeylerin gerçek olmadığı, yalnızca o odanın içindekilerin gerçek olduğu söylenseydi? O odada olduğunuzu ve oradan çıkamadığınızı daha doğrusu tek gerçeğiniz olduğu için çıkmak dahi istemediğinizi hayalinizde canlandırabildiniz mi? Nasıl bir Dünya'nız olurdu bir düşünün. İşte dört yaşındaki Jack'in öyle bir Dünya'sı var. 

24 yaşındaki Joy, bir gün Yaşlı Nick dediği bir adam tarafından kaçırılır. Yaşlı Nick onu evinin arkasındaki bir kulübede (odada) tutar. Nick'in tecavüzleri yüzünden Joy'un bir oğlu olmuştur. Film, Joy'un oğlu Jack dört yaşına geldiğinde başlar ve ikilinin o küçük odadaki küçük hayatlarını izlemeye başlarız. Joy, oğlunun mutlu olmasını istediği için yalanlar söyler dışarıdaki dünya hakkında ama oğlunun saçlarını bile kesecek durumda değildir. Çünkü temel ihtiyaçları ara sıra odaya gelen yaşlı Nick tarafından karşılanır. Peki Joy ve Jack, Nick'in elinden kurtulabilecek midir? Odadan çıkabilecekler midir?

Devamını söylemiyorum çünkü -filmi izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır- biraz şaşırmanızı istiyorum. Çünkü bu klasik bir film değil, hatta oldukça farklı bir film. Bu yüzden bu filmi çok seviyorum. Yazı sanki izlemeyenler için bir tanıtım gibi oldu böyle de, o zaman izleyenler için de birkaç şey söyleyeyim. Jack'i ilk başta saçları uzun olduğu için kız sanmıştım ben. Size de öyle oldu mu? Yorumlarda fikrinizi belirtmeyi unutmayın ;)

Biraz da oyuncular hakkında konuşalım aslında daha çok Brie Larson hakkında. (Jack'i canlandıran oyuncu Jacob Tremblay de çok tatlıydı.) Gerçekten hafızamda kalıcı bir iz bıraktı performansıyla. Bu oyunculuk unutulmaz yani, adeta yaşamış gibiydi. Zaten en iyi kadın oyuncu Oscar'ını da kazanmış. O zamanlar Oscar'ı takip etseydim çok sevinirdim herhalde, tabii filmi izlemiş olsaydım. Filmi geçen sene seyrettim ve üzerimde büyük bir etki bırakmıştı. 

Peki sizin en sevdiğiniz dram filmi hangisi? Yorumlarınızı bekliyorum, görüşmek üzere <3

9 yorum:

  1. Gerçek olay olduğunu bilmiyordum, iyi ki hatırlattın. Benim de tüylerim diken diken oldu. Kimse böyle bir şey yaşamasın :/ Evet Jack tatlıydı baya, aynı düşünmüşüz ve teşekkür ederim :))

    YanıtlaSil
  2. Bu etiketteki tüm önerilerine bakacağım. Kaçırdıklarımı not alayım ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim, umarım beğendiğin filmler çıkar :)

      Sil
  3. ay aman evet ne film yaaa. benim stepmom :)

    YanıtlaSil
  4. Bu film beni bunalıma sokmuştu. Çok üzücü. Dünyada bu durumu gerçekten yaşayan kadınların olması çok acı.

    Etkinliğin ilk sorularını yazdın mı? Bloğunda bulamadım da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, çok acı. Gerçek bir olaydan olması tüylerimi diken diken etti benim de...

      Evet aslında yazmıştım ama sonradan okuyunca güzel gelmedi, sildim. Çok teşekkür ederim yorumların için :)

      Sil
  5. Çok ilgimi çekti, hemen, ilk fırsatta izleyeceğim. Teşekkürler Ebrar :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım beğenirsin canım :) keyifli seyirler <3

      Sil